26 Haziran 2013 Çarşamba

Boğaziçi Üniversitesi Forumu Notları (25 Haziran)


Boğaziçi Üniversitesi Forumu
25.06.2013

  • Genel tartışmaya geçilmeden önce, forumların konu başlığı altında toplanması ve tartışılması (bugünkü forumda olduğu gibi) meselesi konuşuldu. Ayrıca bu konu başlıkları çerçevesinde bir girizgah sunumunun olup olmamasıda tartışıldı.
  • Bu süreçte Halk Meclisleri ortaya çıktı. Durum böyleyken sunum yapılması biraz garip. Ama konu başlıkları olması toparlayıcı olmak açısından iyi olabilir.
  • Forumların başında sunumlar olmasın, ama belli konular çerçevesinde toplanmak iyi olur.
  • Forum başındaki sunumlar, bir dersten ziyade girizgah gibi. Bunlar olabilir.
  • En başta girizgah/sunum gibi birşey olmasın. Ama tartışma içerisinde, herhangi bir konuda daha derin/iyi bilgisi olanlar olursa o zaman onların konuşma süresini (herkes onaylarsa, gerekli görülürse) uzatabiliriz.
  • Forumların, belli konu başlıkları ile toplanması konusunda hemfikir gibiyiz.
  • Girizgah/sunum yapılması konusunda ise tartışmalar var gibi.
  • Çok kısa olsa da konuyu iyi bilen birini dinleme konusuna destek çıkıldı ama bu tartışmaya sonra (mesela sosyal medyada) devam etmek fikri belirtilip bugünkü foruma başlayalım denildi.
  • Fikret Adaman: “Tercihlerin/Seçimlerin Toplumsal Düzeyde Yansıtılması: Farklı Seçim Sistemleri/Farklı Demokrasi Yöntemleri”
-Farklı pozisyonların olduğu bir ortamda nasıl demokratik karar alınır sorusu çok önemli. Konsensus'a ulaşmak çok güzel bir yöntem ama kişi sayısı çok olduğunda başka mekanizmalar da ortaya çıkabiliyor.
-Bir topluluktan bahsederken, oradaki birimleri nasıl tanımlamak gerekiyor?
-Kent meclislerinde fonksiyonel yapılar mevcut. Sivil toplum, sendika, iş çevreleri gibi...
-Katılımcı  meclisler, forumlar çok güzel, konsensus ve karar alma için de çok iyi ama tabii bunlar zaman gerektiriyor.
-Kent meclisleri konuşulması gereken bir konu. Kenti ilgilendiren bir konunun referandumla çözüldüğünü görmedim. Çünkü bu konular tartışma gerektiriyor. Bu da fonksiyonel mekanizmalarla olabiliyor. Tabii katılımcı mekanizmaların da olması önemli. Mesela Ekvator'da kent meclisleri 2 aşamalı: 1) Katılımcı mekanizmalar, forumlar 2) Bu forumlardan sonra, fonksiyonel yapılar.
-Seçim sistemlerinin özellikleri ne olacak? Mesela %40 ile bir projeyi seçtik diyelim. Fakat o proje geri kalan %60 için en felaket seçenek olabilir. Ya da %51 ile bir proje seçilmiş olsun, ama kalan %49 için ilk sırada olan diğer proje, %51 için de 2. sırada olabilir. Dolayısıyla seçimde birinci sırada seçilenin ne olduğuna bakmanın ötesinde, seçim sonuçlarının sıralamasına bakmak daha faydalı olabilir.
-Temsiliyet olacaksa hangi şapkayla olacak?
  • Fikret Adamanın girizgahından sonra genel tartışmaya geçildi.
  • %10 Barajı çok önemli. Barajın kaldırılması gerek.
  • Üniversitelerarası Kurul geçen hafta bir metin yayınladı. 170 üniversitenin imzacı olduğu söyleniyor ama bunların ahngi üniversiteler olduğu tam belli değil. Metin çok kötü, Gezi ve takibindeki eylemleri olumsuzlayan bir metin. Bu metin hakkında Boğaziçi Üniverstesi'nin tavrı nedir?
  • Bu metnin karara bağlandığı toplantıda Boğaziçi Ünviersitesi yoktu. İmzacı değil. Ama bu konuda, bu metne dair net bir pozisyon koyan bir metin çıkarılabilir.
  • Referanduma karşıyız. Baraj sistemine de.
  • Mücadele organlarının oluşması gerek. Örgütlülük şart. Üniversite meclisleri olabilir.
  • Örgütlenme hakkı olmadan demokratik seçim de olmaz.
  • Somut ve hızlı adımların konuşulması gerek.
  • Gezi hareketinin birleştirici noktası özgürlük ve demokrasi mücadelesidir. Buna karşı bazı söylemler geliştiriliyor. Kemalist – dindar ikiliği/karşıtlığı üzerinden söylemler yaratılıyor bu özgürlükçü mücadeleye karşı. Onun meşruiyetini yok etmek için. Bu tür efsaneleri, söylemleri reddetmek gerek.
  • Demokrasinin bir ayağı seçimdir ama demokrasi sadece seçim değildir. Dünyada seçim olmadan da hükümetler değişebilir, değişir ve bu illa ki darbe demek değildir. Darbe olmadan da (ve de seçimsiz) hükümetler düşebilir.
  • Hükümete sürekli somut sorular sormamız gerek.
  • Elde muhalefet olarak CHP var örneğin. Ne yapacağız peki, yeni parti mi kuracağız yoksa varolan muhalefetle mi yola devam?
  • Bu mücadele özgürlük haklarının gaspedilmesine karşıydı. Şimdi bunu seçim sistemine indirgemek sorunlu. Dayanışma meclisleri ve yatay örgütlenme olmalı. Süreklilik içermeli.
  • Mesele siyaset üstü. Örneğin seçim barajı partileri birleştirmek için bir araç da olabilir. Birleşip seçime girmek için. Ama o zaman bile etkili olamadığını da görüyoruz.  İktidarın gizli  oyunları var.
  • Anayasaya 1-2 madde koyabilirsek bu iyi olur. Gezi'nin başarısı olur. Mesela devletin hayatımıza bu kadar girebilmesine engel olmaya dair.
  • Kendi yerelimize dair birşeyler yapmalıyız. Üniversiteye dair bir pratik geliştirip, iktidarı boşa düşürebiliriz kendi yerelimizde.
  • Pratik olarak oy sayımında kontrol etmek için/gözetmen olarak bulunabiliriz.  
  • Seçilenleri (adayları) seçemediğimiz sürece barajın kaldırılmasının da anlamı yok.
  • Muhalefet çok güçsüz ve etkisiz, kalitesiz. Ayrıca çok fazla kendi içimizdeyiz. Ayrışmış haldeyiz.
  • Akşam mahalle forumlarına gitmeliyiz.
  • Sesimizi her yerde duyurmamız gerek. Anlatmamız gerek.
  • Partilere gidelim. Politikalarını soralım. Aktif rol oynayalım. Kamuoyu baskısı yapalım. Haklarımızı öğrenelim.
  • Bu okuldaki Müslümanlarla ne kadar iletişim içindeyiz? Mesela bugün burada görece homojen bir topluluğuz.
  • Tartışmaların oylama, karar kısmını internetten yapabiliriz. Çok pratik olur.
  • El ilanı ve afişleme olmalı.
  • Özellikle hocalar, Doğatepe Forumu'na gelsin.
  • 10 yılda çok büyük dönüşümler var. Gezi'den sonra ortaya çıkan “yeniyi aramak”tan korkmamak lazım. Hızla hareketlenmek, örgütlenmek gerek partilerüstü. Moral üstünlük ve kamuoyu vicdanı Gezi'den yana.
  • Bir dahaki toplantı ne olacak? Konu odaklı mı devam edeceğiz, yoksa açık forum gibi mi? Bugün konu odaklı belirlenmişti ama yine de açık forum gibi konuşuldu.
  • Yeni olan apolitizmin kırılması. İlla yepyeni bir siyasetin çıkması değil. Taraflaşmak kötü değildir. Herkesi kapsayamayız. Birileri gelsin diye apolitikleşerek, kendimizden taviz vererek devam etmemeliyiz.
  • Geçen hafta yayınlanan üniversiteler arası kurul metni paylaşılacak herkesle. Daha sonra
üzerine ne söz söylenebileceği konuşulur.
  • %50 ile iletişime geçmek gerek. Sokağa çıkmak, halka gitmek lazım. Onların anladığı dilden anlatmak gerek.
  • Ayrıştırıcı, ayrımcı dil çok hassas bir konu. Mutlaka bunu yıkmak gerek.
  • Birbirimizi anlamak, kendimizi empoze etmemek, dinlemek, ve hepimizin “öteki” olduğunu fark etmek önemli. Knedimizi törpülemeliyiz. Kimseye birşey öğretmek üzerinden düşünmemeli, konuşmamalıyız.
  • Ön seçim, partilerin adaylarının belirlenmesi uygulaması geri gelmeli.
  • Bir sonraki toplantı için gündem önerisi: 1)Yerel ekonomiler ve yerel yönetimler beraber konuşulsun. 2) Şu anki muhalefetten umudumuzu kesecek miyiz?
  • Resmi bir STK kurulabilir, sözümüzü resmileştirmek önemli.
  • Yol haritasına ihtiyaç var. Temsili demokrasinin kalkması önemli, barajın kalkması da. Bunun için somut ne yapabiliriz?
  • “Kararlar (forumlarda) nasıl alınacak?” konusu çok önemli, tartışmak gerek. Atlamayalım bunu.
  • Demokrasinin özü, pratiği bugün bu forumlarda oluşuyor, gerçekleşiyor zaten. Buradan ne çıkacak sorusu aslında çok geçerli değil, demokrasi forumların varlığı ile gerçekleşiyor zaten.
  • Moderasyonda şöyle sistemler var: Bir öneri olduğunda onaylamayanlar önce fikirlerini belirtiyor. Sonra onaylayanlar fikirlerini söylüyor. Sonra yeniden değerlendiriliyor öneri.
  • Gündem önerilerine ek: Yök Yasası, Cadı Avı denilen yeni bir soruşturma dalgası gelebilir. Ne yapacağız?
  • İnternette direkt demokrasi uygulama modelleri, anket programları var. Uygulanabilir.
  • Üniversitedeki sivil polisleri teşhir edebiliriz.
  • Yarınki (çarşamba) Eğitim-SEN toplantısı'nda, bir sonraki foruma dair somut konu önerileri  tartışılabilir.
  • Br sonraki forum bu perşembe 12:15'te Güney Kampüste olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder