29 Temmuz 2013 Pazartesi

Bahçelievler Dayanışması Forum Notları (23 Temmuz)

Gündem; “HES’ler-Doğa ve Tarihin Talanı”

Foruma HES’lerle ilgili bir belgesel gösterimiyle başladık; ardından bu konuda bize bilgi vermek üzere gelen konuğumuz söz aldı.

Konuğumuz: HES kurulan alanlarda su belirli borular yardımıyla santrallere gidiyor ve bu yüzden o bölgede yaşayanlar sudan faydalanamıyor; bu da tarımı olumsuz etkiliyor. Aynı zamanda o bölgedeki bitki örtüsü de bundan olumsuz etkileniyor, HES’ler ekosisteme zarar veriyor böylece. Santrallere borulardan giden suyun içinde her türlü mikroorganizma ürüyor. Özellikle son beş yıldır birçok yere toplam 2200 tane HES yapıldı; akarsulara, derelere ambargo koydular ve halk buna doğal olarak isyan ediyor.

Katılımcı: Belgeselde bize çok uzak diyarlardaki insanları izledik ama bu bizi de, kentte yaşayanları da ilgilendiren bir sorun. Peki bizi neden ilgilendiriyor? Orda çevreyi, doğayı talan edenler burada da sürekli yaşam alanlarımıza müdahale ediyor. Planlanmış olanlar da dâhil 4000 adet HES Projesi var; 40.000 adet maden işletme ruhsatı var. Her gün bir yeni talan maddesiyle karşı karşıya kalıyoruz. Ormanlarımız, parklarımız yok ediliyor. Örneğin 3. Köprü, 3. Hava Limanı gibi projeler; kent merkezine dikilen AVM’ler yaşam alanlarımızı daraltıyor. 3. Köprü yapılırken bağlantı yolları Kuzey Ormanları’ndan geçecek dendi. Kuzey Ormanları İstanbul’un nefes alabilmesi için elzemdir. Ayrıca İstanbul’un belli su kaynakları buradadır. İçme suyumuzu mahvedeceklerdir. Burası müthiş bir bitki örtüsüyle kaplıdır ve bu bitki örtüsü de mahvolacaktır. O zaman trafik sorunu ne olacak? Uzmanlar buna şöyle cevap veriyor bu köprü için harcanacak yatırımı İstanbul’da bir trafik planlaması yapmak için harcasalar zaten İstanbul’da bir trafik sorunu kalmaz. Öyleyse ne yapmak istiyorlar?

- Öyle bir ekonomik sistem kurdular ki bundan sonra çok çalışacaksınız, ucuza çalışacaksınız dediler.

- İkincisi dışarıdan para gelecek, bu parayı ucuza çalıştırdığımız insanlara vereceğiz, onları borçlandırıp yaşayacağız dediler.

- Üçüncüsü sürekli ekonomiye takla attıracak rant(getirim) ağları bulalım dediler ve buldular: İnşaat sektörü. Denetimsiz ve tek sorumlunun başbakan olduğu bir sektör halini aldı.

Soru: HES sürecinin nasıl gittiğini, ne kadar uygulanmakta ve verilen mücadelelerin ne kadar işe yarıyor?

Yanıt: Büyük bir kısmı duraklamış durumda. Yüzde on kadarı yapıldı. Köylüler büyük mücadeleler vererek bastırıyorlar ama bir şekilde arkadan dolanıp projeyi gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Çok önemli yargı kanallarıyla geri bastırıldığını da gördük, çok büyük hilelerle gerçekleştirildiğini de gördük. Hiç enerjimizi düşürmeden tekrar tekrar sahip çıkarsak bastırabiliriz. Mücadeleler etkili oluyor yenik olduğumuz bir durum yok.

- Katılımcı: Ben bir coğrafya öğretmeniyim. Bana bir süre önce soruşturma açtılar. Soruşturma nedenlerinden biri de benim sınıfta HES’leri eleştirmemdi. Coğrafya dersinin lise müfredatında işlediği konulardan biri de yenilenebilir enerji kaynaklarıdır ki bu kaynaklardan en önemlisi sudur. Ancak burda kastedilen enerji üretme yolu barajlardır. HES’lerde ise küçük küçük sular toplanıp enerji üretilir ve bu küçük suların toplandığı yerlerdeki doğal hayatı bitirir. HES’lerin az önce arkadaşımızın anlattığı sebeplerden farklı olarak bir diğer sebebi de Avrupa Birliği’nin de istediği üzere kırsal nüfusu azaltmak, kentlere göçü arttırmaktır. Şehirlere çekilen bu nüfus üzerinden de rant sağlanacak. Onca inşaat kime satılacak? Bunlar için alıcı yaratılmaya çalışılıyor. Ayrıca lüks mağazalardaki o şatafatlı aydınlatmaların Hopa’daki canlı hayatı bitirdiğini, buna karşı çıkmamız gerektiğini unutmayalım.

- Katılımcı: 900 lira maaşla aile geçindirmeye çalışan insanlar var, ben bunlardan biriyim. Kimse, hiçbir parti bunları gündeme getirmiyor. Hükümet bu kadar maaş verip bir de utanmadan 3 tane çocuk yapın diyor. Neyle bakacağız o 3 çocuğa? Akıllı olalım, madem sandık sandık diyorlar bu kez biz AKP’Yİ sandığa gömelim.

- Katılımcı: Yaptıkları her şeyi bizim için yapıyormuş gibi davranıyorlar. Dereler kuruduğunda yok olacak olan balıklar en pahalı yiyecek şu anda. Bir tane Deniz Bilimciliği ile ilgili üniversite var mı? Varsa yoksa işletme, yani alavere dalavere. Hani sen bizim için yapıyordun her şeyi?

Bakırtepe Çevre Platformu’ndan gelen konuğumuzun görüşleri:

Ben sizi biraz siyanürlü altın madenciliği konusunda bilgilendirmek istiyorum. Sivas Kangal’da Bakırtepe Çevre Platformu olarak buna karşı çalışma başlattık. Sondaj çalışmaları 2006 yılında başladı Kangal’da. Siyanürlü altın arama çalışması üç beş yıl içinde o çevredeki balıklı havuzu mahvedecektir. Hayatında eylem görmemiş köylüler buna karşı eylem başlattı. Bakırtepe Çevre Platformu olarak ilk eylemimizi Taksim’de yaptık. Ankara’da eylem yaptık. İstanbul ve Ankara’da temsilcilikler oluşturduk. Dava açtık ve çok hızlı bir şekilde davayı kazandık. Firma itiraz etti itirazı da reddedildi. 10 Ağustos’ta bir festival düzenleyeceğiz Kangal’da, hepinizi bekliyoruz.

- Katılımcı: Tarihin talanı deyince aklımıza Hasankeyf geliyor. Oraya yapılacak barajla Hasankeyf tamamen sular altında kalacak. UNESCO hatta Amazon yerlileri bu talanı kınadı. 10 bin yıllık insanlık tarihine ait bir yapı bugün talan edilmek isteniyor. Bir diğer talan da Allanoi Kasabası’nda yapılmak isteniyor. Bu antik yapı kenti tamamen kum altında bırakıldı. Bir de Yassıada ve Sivriada meselesi. Kendi önderleri kutsal değerleri olarak gördükleri Adnan Menderes’e bile saygı duymuyorlar. Burayı imara açmayı düşünüyorlar.

- Katılımcı: Geçmişimize sahip çıkalım diyen başbakan bugün Haliç Tersaneleri’ni yıkıp Haliçport adıyla AVM yapmaya çalışıyor. 400 senelik İstanbul’un en eski bostanı olan Yedikule Bostanları da yağmaya açılıyor. Ordan geçinen 100 aile var ve İstanbul’un en verimli topraklarından buradaki topraklar. Daha önceden tamir etmeye çalıştıkları tarihi İstanbul surlarının bir kısmını da bir yol açmak için yıktılar.

- Katılımcı: HES’ler de amaçlanan şey kapitalistlerin kısa süreli karlarıdır. Amerika’da birçok petrol kuyusu 2060 yılına dek kapatılmıştır. Maksatları önce Orta Doğu’daki petrolü bitirmektir. Bizim projemiz de kendi topraklarımıza, vatanımıza, kendi sınırlarımız içindeki doğal kaynaklara, madenlere sahip çıkma projemizdir.

- Katılımcı: Küresel ısınma diye bir sorun var, bu sadece Türkiye’ye ait değil tüm dünyaya ait bir sorun. Sadece benim ülkemde kalkınma olsun, vatan millet diyerek sorunları çözemeyiz. Diğer ülkelerde yapılan ekolojik tahribatlar sebebiyle de dünya bir felakete sürüklenmektedir. Biz evrensel, enternasyonal düşünmek zorundayız. Dünyada olan her şeyin birbiriyle nasıl bağlantılı olduğunu görebiliyor musunuz? Vatan millet diyoruz da kutuplarda buzullar eridiğinde sular altında kalan bir vatan olsa ne olur ne olmasa ne olur? Marx’ın sözüyle tamamlamak istiyorum: Kapitalistler gölgesini satamadığı ağacı keser.

- Katılımcı: Lahana, çağla halindeki badem, kiraz kendi doğal hallerinde çok miktarda siyanür üretiyor. Özellikle küçük çocuklara kayısı çekirdeği, şeftali çekirdeği ve kirazı 10 taneden fazla yedirmemek gerekiyor çok fazla siyanür var. Bu bilgilendirmeyi yapmak istedim.

Gerekli duyuru ve bilgilendirmelerin yapılmasının ardından forum 26 Temmuz Cuma saat 21.00 da buluşmak üzere bitirilmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder