27 Temmuz 2013 Cumartesi

Üsküdar Doğancılar Parkı Forum Notları (11 Temmuz)

Üsküdar Doğancılar Parkı Forumu Notları - 11.07.2013 (Metin Yeğin Söyleşisi)

"İsyan" teması çerçevesinde söyleşi başladı.

Metin Bey, Gezi direnişinin bir halk isyanı; mekan, kimlik ve ekoloji isyanı olduğunu ve bundan sonraki isyanların da bu temel üzerine kurulu olacağını düşündüğünden bahsetti.

Arjantin ve Brezilya'daki isyanlar ile Gezi isyanının benzerliklerinden bahsedildi (örn. Klasik sınıf çizgisi içerisinde olmama)

2006'da Hindistan'da esnaf, dükkanları yıkılıp AVM yapılacağı için ayaklanmış ve bir şehri yakmışlardır; bu isyanın da bir açıdan bizim isyanımıza benzerliğine değinildi.

Yeğin, Kökenleri Şili'ye dayanan ve ülkemizde de hakim olan Neoliberalizmin gerçekte hiçbir şey üretmediğinden, sadece üretiyormuş gibi yaptığından bahsetti. "Bu yüzden de isyanın en büyük ayaklarından biri de öğrencilerdir, sürekli bir bekleme halindedirler."

Türkiye'de eğitim sistemindeki ve çalışma sistemindeki bozukluklara değinildi.

Brezilya'daki topraksız işçi hareketinden ve hüküm süren farklı demokrasi hareketinden bahsedilerek örnekler verildi bu harekete dair. Demokrasinin her alanda olması gerektiği ve isyanımızın da buna hizmet ettiğinden bahsedildi. "İletişimde de demokrasi olmalı, eğitimde de, sağlıkta da demokrasi olmalı."

Takas pazarlarının / takas kredi sisteminin ve ekoloji kooperatiflerinin öneminden ve dünya çapındaki örneklerinden bahsedildi, bu geleneği başlatmamız ve hep devam ettirmemiz gerektiği belirtildi. Üretici ile tüketicilerin arasındaki aracıların aradan çıkartılıp, bir an önce yerel ve genel tüketici kooperatifleri kurulması gerektiğinden bahsedildi.

Yeğin, 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde, şimdiye dek yapılmış en büyük forumu Taksim meydanında yapmayı, dünyanın en büyük forumunu organize etmeyi önerdi, miting değil de koca bir forum yapalım, Roma'dan sonraki en büyük forum olsun dedi. İcraate yönelik bu tarz öneriler forum ahalisinden büyük destek aldı. 

Mekanların dönüştürülmesi ile ilgili öneriler ve yapılabilecekler / yapılması gerekenler konuşuldu. Kentsel dönüşüm ile ilgili, kent topraklarının kamulaştırılmasının tamamen kapitalist bir uygulama olduğu ve buna karşı kent reformu yapılabileceği (yeni bir gecekondu hareketi - kent toprağının demokratize edilmesi, büyük toprak sahiplerinden alınıp evsizlere ve küçük toprak sahiplerine dağıtılması) konuşuldu. Bu hareketin normalde zaten devlet/belediye tarafından sağlanması gereken bir hak olduğundan, garip olanın bizim bu hakkı kazanmaya çalışmamız olduğundan bahsedildi.

"Üç tane hükümet devirecek kadar gücümüz vardı ama yapamadık" dendi ve neyi yapmadığımıza / neden yapamadığımıza dair konuşuldu. Bu direniş sürecinde gücümüzün ne kadar büyük olduğunu belki şimdilik tam olarak fark edemediysek de 1 yıl sonra çok daha iyi anlayacağımızdan bahsedildi.

Soru-cevap kısmından kesitler:

- "Yönetici dostumuz olmamalı zaten, yönetici bizden ve bizim baskımızdan korkmalı."

- "Hangi devrime hangi isyana bakarsanız bakın öğrenciler ve orta sınıf en büyük rolü oynar."

- "Söz ayrıştırır eylem birleştirir! Bu yüzden Türk Kürt ile, Laikler Müslümanlarla tanıştı. Böylelikle Ramazan'ın ilk gününde boydan boya yeryüzü iftarları yapıldı."


- "Komün halay çekmek gibidir, herkes birbirinin omzundan tutacak."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder